İTALYA -VENEDİK-

                                                                     AŞIKLAR ŞEHRİ

                                                                         VENEZİA

 

Herkesin aklında kanalları, gondolları ve maskeleriyle yer etmiş

romantik olduğu kadar hüzünlü şehir Venedik'ten merhaba...

 

Venedik ile ilgili söylenmesi gereken ilk önemli şey, şehirdeki tüm binaların tahta kazıklar üzerine inşa edilmiş olması.

       -Fakat binalara temel oluşturan bu kazıklar görünmüyor, suyun içinde..-

         Yani sizin anlayacağınız;

           Venedik sular üzerine kurulu bir şehir...

                                         Kulağa gerçek dışı geliyor ama gerçekten öyle.

 

Görünür olan kazıklar ise (tıpkı üst resimdeki mavi kazıklar gibi) vaporettolar sığ yerlere oturmasın diye kılavuz olarak çakılmış direklermiş...
Bir de gondollar ya da deniz taksileri için park yeriymiş...
 

 

Sular üzerine kurulmuş bu yüzen şehrindeki en güzel şeylerden biri; Osmanlı izlerine rastlamaktı.

 

 

Mesela; San Marco Meydanında dikilmiş olan bu üç kazık; Venediklilerin tarihte kaybettiği

ve

bir gün tekrar geri almayı umduğu üç ada içinmiş.

Adaların isimleri ise;

(: Kıbrıs - Girit - Mora :)

 

Bu ayrıntıdan sonra  başlayalım Venedik'i anlatmaya.....

 

KESİNLİK BANDI:

 

"Venedik"e geldiğinizde panoromik şehir  turu olarak size gezdirilecek yerler:

 

 

1 San Marco Meydanı:

 

Burası, Venedik'e adıma atar atmaz ilk tanıştırıldığınız yer oluyor genellikle...

 

2 San Marco Bazilikası:
 



  Meydana adını veren  güzel kilise...Ben, kendinize zaman yaratıp, bu bazilikayı gezmenizi kesinlikle öneririm...

Hem İstanbul'dan getirilen o meşhur bronz atların gerçeklerini hem de duvarlardaki resimleri görmeli; o havayı yaşamalısınız...

 Bazilikanın dışındaki atlar...

                                                                                                               Veee içerdekiler...
                                                                

 

 

Kilisenin ihtişamı sadece atlardan kaynaklanmıyor....

 

 

 

Duvarlardaki resimler tamamen varak ve her biri müthiş ayrıntılar içeriyor....









Kubbelerdeki figürler de göz kamaştırıyor...

San Marcoya giriş ücretsiz. Ama eğer atları görmek isterseniz; ufak bir para ödemeniz gerekiyor.

Elbette bir tura katıldıysanız ve rehber sizi gezdirecekse sadece binanın dış güzelliğiyle tanıştıracaktır sizi....Malum zaman kısıtlı;)

 

3 Ponte di Rialto:

 

Rialto Köprüsü 

 

Venedik'in en meşhur köprüsü...Pek çok filme ve fotoğrafa fon olmuş arkamızda görmüş olduğunuz süslü beyaz köprü....

 

Rialto köprüsünün üzerinde  bolca hediyelik eşya satan mağaza yer alıyor. Burada  gezip, dükkanlarda neler satıldığı ile ilgili fikir edinebilir ve küçük hediyelikler alabilirsiniz.

 

4 Palazzo Ducales:

 Yani Dükler Sarayı....Söylemeye gerek olduğunu düşünmüyorum ama yine de hatırlatayım, rehberiniz sadece yol üzerinde giderken gösterecektir bu sarayı.

Dıştan bakıldığında, çok şık bir gotik mimari örneği olan bu yapı; gören herkesi kendine hayran bırakıyor.















 Farklı açılardan Dükler Sarayı....

 

                                      Ama sadece dışarıdan bakmak olmaz diyorum...




















Saray yerden tavana kadar süslü işlemeler ve resimlerle kaplı...Açıkçası nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz.

Elbette saraydaki her odanın ve her resmin bir hikayesi var ...Ama sadece bu resimdekileri tek tek anlatmaya kalksam bile blogumun amacından saptırmış; ansiklopedi muamelesi yapmış olacağımı düşünüyorum:)

  
                                                   Sarayın farklı açılardan manzaraları

 

-Sarayın iç avlusu-

 





                                             - Sarayın San Marco meydanına bakan balkonu-

             Aklınıza gelebilecek her tür silahın sergilendiği bir müze bile var bu sarayda...
                                                   Meraklısı için tam bir cennet yani...

 

 



        Bu güzel sarayın iç kısmı Palazzo de Prigioni Nouve'ye yani Yeni Venedik Hapishanesi'ne bağlanıyor.. 

  

 

Resimlerin güzel göründüğüne bakmayın; en iç kısımlara girdikçe eşimle benim içimiz daraldı ve biran önce çıkmak istedik...

 

 

 

                                  Dükler Sarayına giriş ücretli... Ama verdiğiniz paraya değiyor..

 

5 Ponte dei Sospiri
 
Nam-ı diğer "Ah"lar Köprüsü....
  

Neden ismi "Ah"lar Köprüsü?

Çünkü; hapse mahkum olan insanların ceza evine giderken kullandıkları köprü bu. Ancak bu hapishane bakımsız ve aşırı nemli olduğundan idam mahkumu olmayanlar bile burada hastalıktan kısa sürede ölürmüş.(bizim Yedikule Zindanları gibi;)

Mahkumlar da hapishaneye girerken maalesef bu gerçeği bilerek köprüden geçer ; gitmeden önce son kez görecekleri Venedik manzarasına bu köprü üzerinden bakıp derin bir "ah" çekerlermiş.

İşte şehre hüzün katan  bir yansıma...


Bu arada küçük bir detay daha... Köprünün solu Dükler Sarayı, sağı Yeni Hapishane.....Pencerelere dikkatli bakarsanız; fark edebilirsiniz;)

6 Torre dell'orologio:  (Saat Kulesi)

                        15. yüzyıla ait, kadranında sayıların burç sembollerini tasvir ettiği kule....

 

Yukarısında bulunan  bronz insan heykelleri ise 500 yıldır bu saati çalmakta...

 

Saat Kulesi; San Marco meydanında sakin sessiz salınmakta...

Kulenin tepesine asansörle çıkabiliyorsunuz...

 

                                                                     Tam fotoğraflık....          
 

ALTERNATİF BANDI:

A1Campanile di San Marco










Yani; Aziz Marco'nun Çan Kulesi...

Ben öyle kilise, saray, hapishane  falan gezmek istemiyorum...Hepsinin toptan fotoğrafını çeksem bana yeter ama biraz da özel fotoğraflarım olsun derseniz Çan Kulesi tüm bu ihtiyacınızı karşılayacaktır...

 

Kule; konum olarak San Marco meydanında ve Dükler Sarayının tam karşısında...Dolayısıyla başta meydan, bazilika ve saray olmak üzere tüm Venedik ayaklarınızın altında....

 

İsterseniz Çan Kulesinde manzaranın tadını çıkarın,......

 

İsterseniz dürbünle Venedik'in daha uzak kısımlarını keşfedin.

Seçim sizin.

                Kuleye asansörle çıkılıp inildiğini eklemekte fayda var...
Dolayısıyla  yürümemek de  bu alternatifi cazip hale getiren diğer bir unsur oluyor;) 

Küçük bir hatırlatma:

 -Çan kulesine çıkmak için cüzi bir para ödemeniz gerekiyor.-

 

A2 Arsenale di Venezia


Hem kalabalıktan sıkıldım hem de Venedik'ten kopmak istemiyorum derseniz Venedik Tersanesi iyi bir alternatif olabilir

Ulaşımın deniz yoluyla sağlandığı bir şehirde, tersane en orijinal seçeneklerden biri olacaktır gezmek için elbette Hem turistler tarafından çokça bilinmediği için sakin, hem de Venedik'e farklı bir pencereden bakma fırsatı sağladığı  için keyifli...

  Tavsiye edilir...

A3 Murano

                                                                Cam işçiliği ile ünlü ada...

Cam işlemeciliği ile meşhur olmasının sebebi, Venedik Cumhuriyeti’nin şehirde cam atölyeleri nedeniyle çıkacak ve  ana karadan bile görünebilecek yangınlardan korkmasıymış. Bu nedenle tüm zanaatkarları Murano’ya zorunlu olarak sürmüşler.

Gördünüz mü burada da çıktı karşımıza hüzün....

Camı ve gezmeyi seviyorsanız neden gitmedik dememek için uğrayın kesinlikle. 

 Çünkü rehberler  ya ekstra tur olarak götürüyor -ki bu çok pahalıya mal oluyor- ya da boş verin gitsin diyor...Siz sadece bir vaporetto ile çok ucuza bu güzel adaya gelebilir; cam ürünlere doyabilirsiniz.

Gittiğinizde belki cam ustalarının camı nasıl işlediğine bile şahit olabilirsiniz...

                                     

 

Ürünler Venedik'e oranla elbette daha uygun...Ama çok ucuz kelimesini kullanmak imkansız..

 

Diyecek başka bir şey yok sanırım...Resimler konuşuyor olmalı...

 

A4 Burano

              

           

                                          Dantelleri ve rengarenk evleri ile meşhur ada...

Ama bence evlerin güzelliği dantellerin önüne geçmiş durumda...

İnsan gezerken kendini masal diyarında zannediyor... 

 

 

               Hem neşeleniyor hem de insanoğlunun isterse yerleşim yerlerini nasıl güzelleştirdiğini görüyorsunuz...

                                                                            Sizce?
BENCE BANDI

 *Bence Rialto Köprüsünün en güzel yanı; her sabah kurulan Mercato di Rialto Pazarı...Bu pazarda sebze ve meyveler satılıyor...İçinde bir de Pescaria adında bir balık pazarı var... Burada Adriyatikten çıkartılan her şey var....

  

*Bence Fondaco Dei Turchi 'yi yani Türk Sarayı'nı mutlaka yakından görün.

 

 

                                                               Veee fotoğrafını  çekin :)

 

*Bence "Canal Grande " turu Venedik için en isabetli gezilerden biri...

 

 

Gezeceğiniz güzergah, yukarıdaki haritada görüldüğü üzere; karaların arasında kıvrılan yol....Yani koca bir "S" çizmiş olacaksınız...Bu da Venedik'i baştan başa seyretme imkanı demek...Hem de yorulmadan....

                            

                              

                             

*Ama bence, amacınız romantizm yapmak değil Venedik'i görmek ise Büyük Kanal'ı "vaporetto" ile gezin... 1 numaralı vaporetto bu iş için en doğru seçim...

Çünkü gondol ancak eşinizle baş başa iken, gondolcunun şarkıları ve ikram ettiği şampanya ile keyifli ve kişiye özel olur. Bunun da ücreti minimum 60 Euro (o da pazarlıkla...)

 

 Sırf fiyatı uygun bir düzeye çekmek için altı kişi ile paylaşılan gondol gezisi daha çok dostlar alışverişte görsün gezisi gibi...Benden söylemesi...

                            

 Gondol gezisinin bir kötü tarafı da kanalı dolaşırken Venedik gerçeği ile karşılaşmanız.....Nedir o gerçek? Evlerin ilk katları direk denizle temas ettiği için, aşırı rutubetten burnunuza gelen keskin küf kokusu, unutulmuşluk, eskimişlik havası yayıyor etrafa...

Ve birden; bu büyülü şehirde  hüzünleniyor insan...Yine de seçim sizin...

 





 UYARI BANDI:



? Venedik te bulunan bir otelde kalmayı seçmediyseniz; bu güzel şehre ulaşmanın en mantıklı ve modern yolu tren...

 

Tren dediysem; bizim TCDD gibi değil trenleri...Onu hemen belirteyim.

Biz indirimli bilet alalım diye ikinci sınıf aldık..

Tren, resimlerde görmekte olduğunuzdu...

 

Birinci sınıf bileti varın siz düşünün...

 

Trenden indiğiniz noktada sizi karşılayan bir vaporettto durağı var zaten...Binip Venedik'i keşfe çıkabilirsiniz rahatlıkla....

 

 



? Amacınız yüzmek değilse rotanıza Lido Adası'nı dahil etmeyin...Çünkü başka özel bir görüntü ya da aktivite yakalama şansınız yok.

? Venedik'i gece de görmek istiyorsanız, konakladığınız yere göre; ulaşım aracınızın son saatini kontrol edin...Daha da önemlisi; yanınıza pasaportunuzu almak yerine -çalınma ihtimaline karşı-fotokopisini alın.Ya da telefonunuzla resmini çekin...

? Ekonomisi turiste dönük ve ada şehri olması sebebiyle her şey beklediğinizden daha pahalı olacaktır...Bunun farkında olarak bütçe yapın. Mesela; bir kahve içmeye karar verdiniz ve girdiniz kahveciye.. Ayakta içerseniz daha ucuz, masada oturursanız daha pahalı;)



? Murano ve Burano adaları için en fazla yarım gün harcanıyor...Planlama yaparken bunu dikkate alın...
?Gideceğiniz yeri ismiyle sorun. Haritada göstermede sıkıntı yaşıyorlar. Yerin adını söylediğinizde ise tarif etmeye başlıyorlar.

LEZZET BANDI

 

ALLE TESTİERE

 

Adriyatik kıyısında en iyi deniz mahsülü gider diyenlerdenseniz;bu mekan tam size göre.

 

 

 

 Çok çeşitli deniz mahsülleri ve güzel makarnalar bulabileceğiniz bir restotant.



Tek kusuru küçük..Önceden rezervasyon yaptırmak iyi olur...

 

PIZZERIA MURO

 

İlle de pizza yiyeceğim derseniz; San Polo da  bulunan ve ilginç pizzaları olan bu mekanı gözüm kapalı tavsiye ederim size...









 

SUPERMERCATO BİLLA

 

İlla özel bir şeyler yememe gerek yok bana bir süpermarket öner; ben alışverişimi yapıp daha uyguna karnımı doyururum diyorsanız "Supermercato Billa"  yı önerebilirim.

 

CAFFE FLORIAN

 

 

 

 Çok eski (1720) bir kahveci...
Burada pastanızı afiyetle yiyip enfes İtalyan kahvenizi yudumlarken San Marco manzarasıyla keyif yapabilirsiniz.

 

 

Venedikten bu kadar diyor; yazımı sonlandırıyorum....

En kısa zamanda görüşmek üzere...

dip not: bu yazımdaki bazı resimler tarafıma ait değildir.